Melankolik Geometri

Kültür Yaşam

Üzerine lisans eğitimi de almakta olduğum matematik branşının üçgenler konusu ile ilgileniyorum. Çeşit çeşit olan bu geometrik şekillerin türevlerinden söz açmak istiyorum birazcık. Dik üçgenler, geniş açılılar, özel üçgenler derken aşk üçgenlerine kadar… Ki son üçgen çeşidimizde üç parça tamamlanamayabiliyor. O zaman imdadımıza çokgenler yetişiyor vesselam.

Acı çekmeye dünden razı olduğumuzdan mıdır nedir? İyi bir bahane oluyor haktan hediye olan bu duygu yüreğimizi dağlamaya. Zannımca aşk duygusu imkânsızı aramaktır biraz da. Aşk ulaşılamayandır, ütopyadır. Var olan ütopyadır. Aşk sonsuz çokgenin kenarlarıdır. İnsanlık tarihi boyunca bir halka oluşturamamış olan çizgilerdir. Daha Türkçesi bülbül güle âşık, gül toprağa toprak yağmura, yağmur buluta, bulut ırmaklara ırmaklar denizlere… ne gül bülbülüne ne de yağmur toprağına bağlanır.

Hey gidi yedi kıta üç deniz ki içlerinden yoktur hiç ozan narasını duymamış olanı. Dile gelse söylese Ferhat’ın delip geçtiği dağlar, konuşsa mecnunun çölleri, şahitlik etse aslının sırma saçları.

Aşkı bir şekle sokmak için yorulurken aşk kendi halinde, her saniye binlerce masuma içiriyor badesini. Bu konulara girmeyelim cinsinden az buçuk.

Daha üzerine ne yazılır ne söylenir kestirmek ne kadar güç olsa da her biri aslında ortak bir paydada birleşiyor. Acılar, gözyaşları, keşkeler…

Geri kalan satırlarım da çıkmasın gün yüzüne, aşk gibi sır olsun. Sonsuz çokgenler gibi görünmesin son çizgisi.

comments powered by Disqus